Özlemek alışkanlık haline geldiğinde madde bağımlılığı gibi oluyor. Yani kavuşmak düşüncesi kavuşmanın "kendisi"nden daha önemli hale geliyor..
-kavuşma halinde bir düş kırıklığı,
-kavuşamama durumunda aynı düşün tersten kırılışı.
kaçışı yok, Unutma Bilgisi gerekir. 05
22 Mart 2008 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Zannımca "Unutma Bilgisi", "Hayat Bilgisi" dersinin bir üst halidir. Hayat bilgisi zayıf olan bir kişi bence unutma bilgisizliğiyle her kırığı elineyüzünebeyninekalbine bulaştırır. Bir çözüm olarak okullarda Hayat Bilgisi derslerini müteakip unutma bilgisi dersleri verilmesi önerilebilir. Ancak teorik bilginin herhangi bir dalı normal şartlar altında (nşa) uygulanabilir olmadığından gerçekçi bir çözüm teşkil etmeyecektir.
Bu yazıda tartışmaya açmak istediğim diğer bir husus, düş kırıklığı-hayat kırgınlığı-hayal yorgunluğu üçü bir arada sorunu.. Yazarın kavuş(ma)ma vurgusuyla aktardığı gibi, bir kere düş kırıklığına uğrayan bir kişi bu işten sapkınca zevk almaya başlayabilir. Çünkü insan kişinin üstesinden gelemeyeceği bir tür kırıklık mevcut değildir. Kimilerinin öldürmeyen şey güçlendirir şeklinde ifade ettiği, benim gibi bazı kimselerin ise kendisine "hayal kırıklığına dirençli bünye" diyerek övündüğü düşüş sapkınlığı yani. Ama tabi bu bir yanıyla garip bir iç yükselmeyi ve kendine dönmeyi beraberinde getirmektedir. Ayrıca her düş kırıklığı insanda duruma göre azalıp artabilen ama asla geçmeyen izler bırakır. Cümle uzadıkça kafam karışmakla birlikte.. yazarken aklıma gelen bir soruyu siz sevgili okurlarla paylaşmak istiyorum. Acaba insan yukarıda anılan bu izleri, yaşamının bir kanıtı olarak.. yani çoık yaşayan çok seven çok hayal kuran çok umut eden akabinde çok acı çeken varlığının kanıtı olarak mı böylesine bağrına basmaktadır.
Bir de acaba insan böyle açık şeçik konuşmamalı mıdır? Amacımdan saptım yine. Saygılarımı sunarım ustacım.
Yorum Gönder